Ortodonti, çapraşık ve uyumsuz diş ve çene ilişkilerini tedavi eden bir uzmanlık alanıdır. Bu alanda uzmanlaşmış olan diş hekimlerine ortodontist denilmektedir.
Çene problemleri (çenenin önde ya da geride olması), genellikle irsi olmaktadır. Bu durumda uygulanacak tedavi şekline hastanın yaşına göre karar verilmektedir. Eğer hasta ergenlik çağındaysa, ortodontik yöntemlerle tedavi edilirken, hastanın yetişkin olması durumunda ortodonti – cerrahi iş birliği ile tedavi edilmektedir. Çene uyumsuzlukları bazen, fonksiyon bozukluklarına bağlı olarak da ortaya çıkabilmektedir. Ağız solunumu bir fonksiyon bozukluğu olarak örnek gösterilebilir. Ağız solunumu yapan bireylerde üst çene genellikle dar kaldığından ötürü V formunda olmaktadır.
Uzun süre yalancı emzik ya da biberon kullanmış olmak, parmak emme, tırnak yeme gibi alışkınlar da ortodontik bozukluklara yol açmaktadır. Bu türden alışkınlar olabildiğince erken tedavi edilmelidir. Bu şekilde aparey kullanımı gibi basit bir tedavi ile kötüye gitme ihtimali olan iskelet bozuklukları tedavi edilebilmektedir. Alışkanlıklar erken fark edildikleri takdirde önleyici apareylerle engellenebilirler. Çocuklar diş sağlığı için bu tip alışkınlardan en geç 4 yaşına kadar vaz geçirilmelidir.
Kişi bazen çene büyüklüğünü ebeveynlerinden birinden, diş büyüklüğünü diğerinden alır. Çenenin büyük, dişlerin küçük olması durumunda dişler aralıklı olur. Çene kemiği düşük, dişler büyük ise dişler çeneye sığmaz ve çapraşık dizilirler. Çapraşık diş ayrıca; erken ya da geç süt dişi kayıplarında da görülür. Örneğin 10 yaşında düşmesi gereken bir süt diş daha erken düşerse ağızdaki diğer daimi dişler o boşluğa doğru kayarlar. Bu durumda oradan çıkması gereken diş kendine yer bulamaz ve içe ya da dışa doğru gelişir. Bazen de gömük kalır.
Klasik yöntemlerde dişlerin ön yüzeylerine yapıştırılan braketler ve içlerinden geçen ark telleri ile dişler düzeltilirken çenelerin pozisyonlarının düzeltilmesi içinse bu braket ve tellerle kullnılan pek çok değişik aparat hastanın ihtiyacına göre uygulanır ve gerekli çene ve diş hareketleri için kuvvet uygulanır.
Bazı hastalarda dişlerin çok çapraşık dizilmesi durumunda yer sağlamak amacı ile tedaviye başlamadan önce sürekli dişlerden diş çekimi yapılması gerekebilmektedir.
Klasik yöntemlerde dişe yapıştırılan porselen veya safir kristal braketler ve beyaz renkli tellerle daha estetik bir görünüm elde edilebilir.
Ortodontik tedavide yaş sınırı yoktur. Ancak tedavi planlaması ve süresi yaşa göre değişiklik gösterebilir. Erişkin ortodontisi son yıllarda tüm dünyada yaygınlaşmış bulunmaktadır. Özellikle porselen braketlerin kullanılması ile birlikte erişkinlerde estetik kaygılar en aza indirgenmiştir.
Kişinin ilk ortodontik kontrolü 6 – 7 yaşlarında yapılır. Bu dönem sürekli dişlerin çıktığı zamandır. Gerekli görüldüğü takdirde 10 – 12 yaşlarında ortodontik muayene tekrarlanmaktadır. Erişkin yaşlarda da gerekli görülmesi durumunda protetik tedaviye yardım ya da estetik amaçlı ortodontik tedaviye baş vurulabilmektedir.
Ortodonti tedavisi seansları ağrısız ve acısız işlemlerdir. Ancak teller ilk takıldığında yanaklarda yara oluşması görülebilmektedir. Bu yaralar genellikle bir hafta içerisinde kendiliğinden geçmekte ve tekrarlamamaktadırlar. Dişlerde ilk zamanlarda sert bir şey yendiğinde ya da dişler sıkıldığında sızı hissedilebilmektedir ancak; bu sızı oluşumu da yine 3 – 4 gün içerisinde kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.
Tedavinin süresi hastanın yaşına ve tedavinin şekline göre de değişiklik gösterebilmektedir. Bazı tedaviler 1,5 – 2 yıl kadar sürebilmektedir.
Bazı sert yiyecekler tellerin kırılmasına sebep olabilmektedir. Bu tip yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Elma ve armut gibi sert meyveler ısırılmamalı, kesilerek yenilmelidir. Erik, zeytin gibi yiyecekler ağıza çekirdeğiyle atılmamalıdır. Asitli içecekler tüketilmemeli ayrıca lokum ve sakız gibi yapışkan gıdalardan da yine kaçınılması gerekmektedir.
Dişler, ömür boyu hareketli olma özelliğindedirler. Özellikle çiğneme kuvvetlerinin etkisi bruksizm ve diş sıkma gibi olumsuz alışkanlıklar ve yaşlanma ile hiç ortodontik tedavi görmemiş kişilerde bile ilerleyen dönemlerde dişlerde çapraşıklık oluşabilmektedir. Ortodontik tedavi sonrasında dişlerin yeni pozisyonlarına alışması uzun zaman istemektedir. Bu nedenle teller çıkartıldıktan sonra pekiştirme işlemi yapılmalıdır. Böylece tekrar bozulma riski azalmaktadır.